Ölüm Bir Son Değildir Allah Seni Herkesin Terk Ettiği Yerde Alır -20.Mektup 11.Kelime-İleyhi’l-Masir
Hayalhanem Hayalhanem
4.46M subscribers
295,105 views
10K

 Published On Jan 2, 2023

Ölüm hakkında duyacaklarınıza inanamayacaksınız!
Ölüm'e yakın olanlar mutlaka izleyin.
İyi Seyirler…

20. Mektup Video serisi için tıklayın;
   • 20. Mektup 📕  

00:00 Giriş
03:58 Ve İleyhil Masir
06:47 Allah’a Dönüş
09:41 Ömür Sermayesini Kullanmak
13:27 İnsanın Vazifeleri 1- Memuriyet
19:20 İnsanın Vazifeleri 2- Ticaret
20:06 Huzur-u Kibriyâ
23:23 Dağdağalı Sebepler
36:51 Şimdi Kabir Elime Geçmiyor
38:19 İmtihan Olmadan Kazanmak
44:37 Marifetullah’tan Gelen Lezzet
49:24 Allah’a Güven
52:28 Ölüm Kavuşmaktır

Hayırlara vesile olmak, daha fazla insana ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile bize destek olabilirsiniz -    / @hayalhanem  

Hayalhanem;
Facebook:   / hayalhanemmersin  
X:   / hayalhanemersin  
Instagram:   / hayalhanemmersin  

Mehmet Yıldız;
Facebook:   / mehmedimyldz  
X:   / mehmedimyldz  
Instagram:   / mehmedimyldz  

Bize Ulaşın:
Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için;
+90 (533) 417 33 41
+90 (532) 436 15 56
[email protected]

Risale-i Nur'da geçen kısım;
Mektubat, 20. Mektup 11. Kelime
Yirminci mektup, Onbirinci Kelime

وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ Yani, ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelâllerine dönecekler ve Mevlâ-yı Kerîmlerine kavuşacaklar.
Yani, bu dâr-ı fâniden gidip dâr-ı bâkide huzur-u Kibriyâya müşerref olacaklar. Yani, esbab dağdağasından ve vesâitin karanlık perdelerinden kurtulup, Rabb-i Rahîmlerine, makarr-ı saltanat-ı ebedîsinde perdesiz kavuşacaklar. Doğrudan doğruya, herkes, kendi Hâlıkı ve Mâbudu ve Rabbi ve Seyyidi ve Mâliki kim olduğunu bilecek ve bulacaklar.
İşte, şu kelime, bütün müjdelerin fevkinde şöyle müjde eder ve der ki:
Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun?
Otuz İkinci Sözün âhirinde denildiği gibi, dünyanın bin sene mes’udâne hayatı, bir saat hayatına mukàbil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rüyet-i cemâline mukàbil gelmeyen bir Cemîl-i Zülcelâlin daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun.
Müptelâ ve meftun ve müştak olduğunuz mecazî mahbuplarda ve bütün mevcudat-ı dünyeviyedeki hüsün ve cemâl, Onun cilve-i cemâlinin ve hüsn-ü esmâsının bir nevi gölgesi; ve bütün Cennet, bütün letâfetiyle, bir cilve-i rahmeti; ve bütün iştiyaklar ve muhabbetler ve incizaplar ve câzibeler, bir lem’a-i muhabbeti olan bir Mâbud-u Lemyezelin, bir Mahbub-u Lâyezâlin daire-i huzuruna gidiyorsunuz. Ve ziyafetgâh-ı ebedîsi olan Cennete çağırılıyorsunuz. Öyle ise, kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz.
Hem şu kelime şöyle müjde veriyor, diyor ki:
Ey insan! Fenâya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz.
Siz fenâya değil, bekàya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücud-u daimîye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, âlem-i nura giriyorsunuz. Sahip ve Mâlik-i Hakikînin tarafına gidiyorsunuz. Ve Sultan-ı Ezelînin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dairesinde teneffüs edeceksiniz. Firaka değil, visale müteveccihsiniz.

#ölüm
#Allah
#terketme
Ölüm
Kavuşmak
zikir
dua
allahu allah
sonsuz
esmaül hüsna
ben yoruldum hayat
yoruldum
tevhid
Huzur
Vazife

show more

Share/Embed