Cahit Sıtkı ve Abbas'ın hikayesi
Yusuf Özcan Yusuf Özcan
1.37K subscribers
108,681 views
833

 Published On Mar 9, 2014

Kitaplarıma Google Play Kitaplar uygulamasından aşağıdaki linki kullanarak erişebilirsiniz: https://play.google.com/store/books/a...

00:00 - Büyükanne'nin Abbas masalı
01:15- Abbas'ı emir eri olarak seçmesi
01:54- Abbas ile ilk görüşme
02:47- "Ben seni İstanbula göndersem.."
04:20- Abbas'ın yol hazırlığı






Cahit Sıtkı askerliğini yaparken başından geçen bu ilginç öyküyü 1944 yılında bir gazeteciye anlatmış.

O da 30 Temmuz 1944 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Abbas'ın hikayesini yazmış.

1941 yılında yedek subay olarak askerlik yaparken tanır Abbas'ı

"Abbas demem kafiydi. Sanki kayıptan çıkar, gelirdi", der, Abbas için Cahit Sıtkı.



Beşiktaş'taki ilk sevgiliyi konuşalım...


Meğerse o ilk sevgili Vedat Günyol'un kız kardeşiymiş...Sırılsıklam aşıkmış Cahit Sıtkı, arkadaşı Vedat Günyol'un kız kardeşi Mihrimah hanıma. Hem de ne aşk..


Yıllar sonra Paris'te anlatır Vedat Günyol'a Cahit Sıtkı Tarancı. Kız kardeşine aşık olduğunu ama itiraf edemediğini.


Vedat Günyol anılarından dinleyelim.

Paris’teyiz. Ben hukuk öğrencisiyim; Cahit ise Türkçe yayınlar kuruluşunda spikerlik yapıyor.

Bir akşam körkütük sarhoş olduk. Champs-Elysees ‘de yürüyoruz. Cahit Sıtkı nara ata ata şiir okuyor. Bir ara durdu hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ne oldu dememe kalmadan boynuma sarıldı. O sırada bende ağlamaya başladım. “Ne o yoksa çocukluk arkadaşın mı öldü”

dedim. “O benim çocukluk arkadaşım değil ilk aşkımdı. Ben senin kardeşine aşıktım. O yüzden evinizden dışarı hiç çıkmıyordum.”

Ama ama nasıl olur dememe kalmadan, yüzüne baktım.

Tam bir Diyarbakırlı gibi, aşkını hiç belli etmemekten duyduğu gurur vardı yüzünde. Elinde kalan tek şey o olmuştu sanki. Çünkü Mihrimah çoktan Cemilpaşazadelerden bir doktorla evlenmişti. O süre içinde ne ben ne de Mihrimah kuşkulanmamıştık. Bu kez kızma sırası bana geçti. Ayağa kalktım, yakasından tutup ‘Niye söylemedin bana ulan’ diyerek yumruklamaya başladım. Sonra birbirimize sarıldık ve hıçkıra hıçkıra ağladık.”

Akşam olur. Sofrayı kurdurur ve Abbas'ı karşısına oturtur.

Cahit Sıtkı'nın o meşhur şiiri dökülür dudaklarından...

Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.

Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.

Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit

Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

show more

Share/Embed