MAHALLE FIRININDA EKMEĞİN HİKAYESİ....Unu benden, uğrası senden!
Mehmet Sezer Mehmet Sezer
2.57K subscribers
324 views
16

 Published On Premiered Mar 7, 2021

Anamın yıllardır bizim için yaptığı doğal mayalı ve patatesli ekmeğin hikayesi.
Ben kendimi bildim bileli mahalle fırınlarında mahallemizin kadınları belli bir sıra ve düzene göre ekmeklerini yaparlar.
Bu fırınlarda komşular arasında yardımlaşma ve muhabbet güçlenirdi.
Çünkü ekmek tek başına yapılamıyor illaki birlikte çalışmak gerekiyor.
Sonuçta komşuluk ilişkileri gelişiyor.
Mahalledeki tüm çocuklar ekmek yapmadaki sorumluluk duygusunu taşırdı.
Bizim gibi çocuklar etraftan çalı, çırpı, çam pürçeği, ve yakılabilecek ne varsa toplayarak ekmek yaparken annelerimize yardımcı olmaya çalışırdık.
Bazen de ekmek teknesini arkalı önlü annelerimizle taşırdık.
Kızlar zaten annelerinden eksik kalmazdı. Ekmeğin yapılışındaki tüm aşamalarda onların da elleri olurdu.
Fırının sıcaklığını yiyen kavruk yüzlerdik biz.
Herkes birbirinin evine girip çıkıyordu teklifsizce.
Sonuçta sadece tadıyla, kokusuyla değil, insanlar arasında sevgi ve dayanışmayı artırmasıyla ekmeğin harika bir hikayesi oluyor.
Ekmek hikayeleri de muhabbetlerde sürekli konuşuluyor.
Bugün fırını ilk kim yapacak?
Fırın sırası nasıl?
Komşum sen hamurunu yoğurduysan bende yoğurmaya başlayayım senden sonra sıra bende.
Komşum hamur yazmama ve fırına vermeme yardım eder misin?
Ekmeklerin nasıl oldu?
Gel şu pideleri yiyelim senin ekmekleri de fırına veririz?

MAHALLE FIRINLARI
Dört kulplu tekne çıktı ortaya,
Dünden üretildi, ekşi maya.

Fatma nine seslendi ‘’Patatesler soyuldu mu?
Doldurun tekneye bir çuval unu’’

Fırıncıdan alındı nöbet,
O vakte yetiştirilecek elbet.

‘’Haşlanmış patatesleri sürtün taşta!’’
Kaynana emrediyor oturup en başta.

Bağlamış gelin başını, sıvanmış kolları,
Saygılı; sanki hiç yokmuş gibi sorunları.

Mayasını kardı bir köşesinde teknenin
Amanın, pek de hamarat bu gelin.

Kontrol ederek suyun ısısını,
İçinden etti, unutmadı duasını,

Bütün gücüyle girdi, gelin teknenin içine,
İyice yoğurdu, patateslerde katılarak ezercesine.

Yoğurduğu hamur değil hayatı,
Yaşamanın rızkı; hem ümittir, hem acı…

Unu benden, uğrası senden,
İki eltinin hikâyesi aklına geliverdi hemen,

Bir tas unla gelmiş açıkgöz elti,
Dökmüş suyu; ‘’ Cıvık oldu, elti uğra geti!’’

Uğra, su, un derken, bahaneyle,
Hamur olmuş, koca bir tekneyle…

‘’Açıkgözün gözünü seveyim’’
Kaynana seslendi, ‘’Emme neyneyim…

‘’Anam Ayşe, babam paşa,
Gel hamurum gel, taşa taşa’’

Deyip unladı gelin hamurun yüzünü,
Kalın kalın örttü, teknenin üstünü.

Haşhaşlar sürtüldü, haşlandı mercimek,
Ekmek olmadan önce pideler çekilecek.

Hamur mayalandı sabaha karşı,
Bul birini daha, tekneyi fırına taşı.

İki kişi kulplarından tutarak,
Yol gider fırına kıvrılarak.

Çocuklar neşeli, cıvıldaşır ‘’Yağ, yağ yağmur,
Teknede hamur’’gidiyor dört başı mamur…

Mahallede fırınlar, zamanın gerisinde,
Saklanıyor, anılar kara kapının içerisinde.

Hamurlar dökülüyor, örtü serili tezgâha,
El hamuru alsın; bekleyecek biraz daha.

Fışkılar dünden geldi fırına,
Fırıncı atıyor fışkıyı ardı ardına…

Kızacak fırın, yanacak için için,
Çalışmalar, bir lokma ekmek için.

Fırın ağzını açar; sanki koca bir canavar,
Isısını ayarlamak gerek, fazla ise silengi var.

Pişerken, etrafı sarar mis kokular,
Cücüsünü bekler, küçük çocuklar.

Sohbet başlar, pişerken ekmekler,
Kadınlardan oluşan ayaklı gazeteler.

Dert yanar, ayaküstü, komşusuna,
İçler dökülür, çekiştirilir gelin, kaynana.

Kimin kızı nişanlanmış, oğlu evlenmiş,
Laflar demini alırken pideler pişivermiş.

Ekmekler pişerken sabır gerek,
Sırada bekliyor, bükme börek.

Mis gibi taze kokusu yayılır mahalleye,
Eve gidince serilir, içini çeksin diye.

Açlıkla tokluk arası bir dilim ekmek,
Hayata tutunmak için bu kadar emek.

Görülmeye değer, Fatma ninenin huzuru,
Ellerini açıp şükreder hakka doğru.

‘’Bize verdin olmayan kullarına da ver…
Yarabbi açlıkla terbiye etme bizi’’ der.
Zamana uyar, eski mahalle fırınları da,
Birer birer kapatır gözlerini; yaşar anılarda.

Şimdi tescilli ekşi mayalı, patatesli ekmekler,
Yenilenen NO 03 fırında pişmeyi bekler…

Mürşide AYHAN

...........

show more

Share/Embed